CHP İstanbul İl Başkan Adayı Cemal Canpolat bildirgesini açıkladı. Canpolat, bildirgesinde, “Bakış açımızı, alışkanlıklarımızı değiştirip, kararlı, cüretkar ve meydan okuyan bir siyaset yapma tarzı geliştirip yeniden ayağa kalkmak zorundayız. Yeniden ayağa kalkmak için ne kurtarıcı bekleyeceğiz, ne de bir yerlerden medet umacağız! Sırtımızı yaslayacağımız yer, parti örgütümüzdür, üyelerimizdir, seçmenlerimizdir!” ifadelerini kullandı.
CHP’de Cemal Canpolat, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na aday olduğunu açıklamış.
“Değerli Yol Arkadaşım, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Değerli üyeleri,Tarih bizimle başlamıyor, bizimle de bitmeyecek! Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihinde baraj altında kalmak da, ülkenin birinci partisi olmak da var ama değişmeyen tek şey partinin hep ayakta kaldığı gerçeğidir!Çünkü bu partinin hep bir direnme gücü oldu.Çünkü bu partinin üyeleri gücünü Cumhuriyetin temel değerlerinden, eşitlikten, özgürlükten, yurtseverlikten alıyor! Çünkü bu partinin üyeleri gücünü Cumhuriyet aydınlanmasından alıyor!Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Cumhuriyeti kuran 100 yıllık bir parti olarak CHP bu yüzden, hem birikim olarak, hem de sayısal olarak devasa bir güçtür!Yaklaşık 1 milyon 400 bin üyemiz ve 14 milyon seçmenimiz var!Yalnızca İstanbul’da 289 bin üye ile birçok il merkezinden daha büyüğüz!2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da 5 milyon, Türkiye genelinde 25 milyon 500 bin oy aldı! Ortada böyle devasa bir güç varken, dizlerimizi döverek, birbirimize kızarak, siyasi gündemden koparak daha fazla devam edemeyiz! Bakış açımızı, alışkanlıklarımızı değiştirip, kararlı, cüretkar ve meydan okuyan bir siyaset yapma tarzı geliştirip yeniden ayağa kalkmak zorundayız!Yeniden ayağa kalkmak için ne kurtarıcı bekleyeceğiz, ne de bir yerlerden medet umacağız! Sırtımızı yaslayacağımız yer, parti örgütümüzdür, üyelerimizdir, seçmenlerimizdir!
“Aslolan parti içi iktidar değildir”
Bir siyasi partinin asıl amacı yerelde ve genelde iktidar olmaktır!Biz bunu çoğu kez parti içi iktidar olarak yanlış anlıyoruz!İktidar örgütlü kötülüğüyle ve bütün nobranlığıyla orta yerdeyken, ülke ekonomik olarak yangın yerine dönmüşken, gelir dağılımında eşitsizlik inanılmaz boyutlara varmışken, hukuk tümüyle siyasallaşmışken, nüfusun demografik yapısı bozulurken buna daha fazla seyirci kalamayız!İktidarla mücadele edeceğimize ve iktidara meydan okuyacağımıza en yakınımızdakine, yol arkadaşlarımıza meydan okumaktan vazgeçeceğiz!Bunun için siyaset yapma tarzını değiştireceğiz.Siyaseti yeniden toplumsallaştıracağız.
Bütün enerjimizi mahallede, ilçede, ilde parti içi iktidarı ele geçirmek için harcamaktan hızla vazgeçeceğiz!Başkasına bakarak konuşmak yerine kendimiz olacağız! İstanbul kongremize de, partimizin Kurultayı’na da partimizi ve ülkemizi küçük ve kişisel çıkarlara göre değil, solun, sosyal demokrasinin evrensel bakışına uygun olarak sol değerlerle donatma, partiyi kamucu, yenilikçi yeni yüzlerle buluşturarak partinin değişimini ve yenilenmesini sağlayacağız!Bunu yapabilmek için kişileri değil, fikirleri yarıştıracağız!“Broşür- afiş- pankart’ işlerine ve sandık güvenliğine sıkıştırılan ve “olmasa da olur” bir hale getirilen örgütü yeniden sokağa, mahalleye, fabrikaya, üniversiteye, meydanlara taşıyacağız!Dayanışmayı ve toplumsal vicdanı yeniden öne çıkaracağız.Emekçilerin hakları için Trendyol Grevi’nde, akademisyenlerin hakları için Boğaziçi Üniversitesi’nde, adaletsizliğe uğrayanlar için adliyelerde, Cumartesi Anneleri için de Galatasaray Meydanı’nda olacağız!
“Yeni bir siyaset tarzı yaratacağız”
Bunun için 1959’da “İlk Hedefler Beyannamesi”, 1973’de “Ak Günler”, 1989’da “Onurlu, sağlıklı ve varlıklı bir Türkiye”, 2015’de “Yaşanacak Bir Türkiye” ve 2020’de “İkinci Yüzyıla Çağrı” bildirgeleri gibi önemli siyasal belgeleri yayınlayan partimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ruhuna uygun davranacağız! Bu ruha uygun davranmak CHP’yi hem inandırıcı, sahici ve güvenilir yapar, hem de yeniden iktidar alternatifi yapar. Bunun için inanarak ve ısrarla temel tezlerimizi devrimci bir tarzda, yeniden örgütlemektir.Nitekim Mustafa Kemal Atatürk’ün öne çıkardığı kavramlar tam da bu yaklaşıma uygun kavramlardır. Eşitlik, adalet, özgürlük de, yurtseverlik, devrimcilik, halkçılık, laiklik ve kamuculuk da dün olduğu gibi bugün de “geriye ve statükoya” değil, “ileriye, geleceğe” dönük kavramlardır.
“Başka bir Türkiye’yi ancak CHP inşa eder”
CHP, umutsuzluğa, karamsarlığa, korkuya ve yılgınlığa teslim olmayı reddedenlerin partisidir!CHP, meydan okuyana meydan okuyanların partisidir!Başka bir Türkiye’yi ancak CHP inşa eder, ülkemizi düzlüğe ancak CHP çıkarır, gelir dağılımında adaleti sağlar, etnik ve dini kimlikler üzerinden yaratılan kutuplaşmayı bitirir, coğrafyamızdaki barış sürecine önderlik eder! Çünkü Sosyal Demokrasi geniş kitleleri eşitlik ve özgürlük hayalleriyle buluşturacak ideolojik-politik duruşun adıdır!Bunu sağlarsak 21. yüzyıl sosyal demokrasinin “sosyal refah devleti üzerinden” adaleti ve eşitliği sağladığı bir yüzyıl olur!
Ne yapacağız?
- Üyelik yapısını değiştireceğiz, önseçimi olmazsa olmaz yapacağız ve partiyi kişilerin değil kurulların yönetmesini sağlayacağız!
- Parti içi demokrasinin bütün kanalarını açacağız! Çünkü biliyoruz ki, parti örgütlenmesi ne kadar sağlam ve özgür olursa yöneticileri, belediye başkanları değil, üyeler özgür iradeleri ile belirler!
- Partide katılımı ve temsiliyeti arttırmak için sendikacılara, akademisyenlere, aydınlara, meslek odası temsilcilerine, esnaflara, sanatçılara, öğrencilere parti içinde “meclisler” oluşturarak temsillerini sağlayacağız ve partiyi onlarla birlikte yöneteceğiz!
- İl ve ilçe başkanlarının bütün üyelerin katılımıyla seçilmesini sağlayacağız!
- Yeni bir “Yerel Yönetim Modeli” hazırlayarak yerel yönetim çalışmalarını hem Büyükşehir hem de ilçeler düzeyinde yeniden koordine edeceğiz, belediye başkanlarının, yerel yönetimlerdeki ekonomik güçleri kullanarak örgütü dizayn etmelerinin önüne geçeceğiz! Hiçbir seçmenimizi, üyemizi belediyeler karşısında ezdirmeyeceğiz!
- Hemşericilik, adamcılık yerine parti örgütlenmesinde temsili öne çıkartacağız!
- Bilgiye dayalı siyaset yapacağız, gelişen iletişim olanaklarından da, yapay zekadan da yararlanacağız! Konu ve çözüm odaklı olacağız ve başkalarının gündemi yerine kendi gündemimizi kendimiz oluşturacağız!
- Haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan kim olursa olsun sahip çıkacağız!
- Dayanışmayı ve sokağı öne çıkaracağız!
- En önemlisi, kendi siyasal kimliğimizle de, kültürel kimliğimiz de barışık olacağız, sol ve sosyal yanımızı öne çıkaracağız!
- Yeni bir “Türkiye Hikayesi” yazmak için, “Anayasa, Adalet, Eğitim, Sağlık, Laiklik, Kürt Sorunu, Barış, Ekonomi, Kentleşme, Tarım, Ulaşım” gibi temel konuları kapsayan ve bu konuları dünyanın yeni koşularına uygun kamucu ve halkçı bir perspektifle “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Programı” yazılması için destek vereceğiz!
“İstanbul’un birleştirici gücü”
Değerli Yol Arkadaşım, bu söylemleri hayata geçirmek için devrimci, içimizdeki farklı yaklaşımlara karşı da demokrat ve “İstanbul’un Birleştirici Gücü” olacağız! CHP’yi devasa gücünü yönetecek ve yönlendirecek bir örgütsel ve politik anlayışa taşıyacağız! Edilgen değil, etken olacağız! Seyreden değil, müdahil olacağız! Bunu sağlayabilmek için hem parti içinde, hem de parti dışında yeni bir siyaset yapma tarzı geliştireceğiz! Eğer bu yaklaşıma “evet” diyorsan gel birlikte yürüyelim! “Evet” ama “başka önerilerim de var” diyorsan, onları da yanına al ama gel! Yalnızca eleştirmek ya da sessiz kalmak ya da bir kurtarıcı beklemek bize yabancı, size de “yabancı” olsun! Birlikte olalım ve el ele, omuz omuza çalışalım! Umudu ve cesareti birlikte büyütelim! CHP’yi çürümüş bu düzene karşı siyasi meydan okumanın merkezi yapalım! İstanbul Büyükşehir Başkanlığını yeniden kazanalım!14 ilçedeki belediye sayımızı ikiye katlayalım! Çok açık ki, Türkiye’nin CHP’ye, CHP’nin de güçlü bir örgüt iradesine, devrimcilere demokratlara ihtiyacı var! Yan yana gelirsek birlikte başarırız ve CHP’yi de birleştirici bir güce dönüştürürüz!